inet-tr'09 Açılıs Konusması
Mustafa Akgül
Sayın Konuklar, sayın katılımcılar, Sayın basın mensupları, ve bizi internetden izleyen netdaşlarım, hepinize İnternet Konferansı açılış törenine hoş geldiniz diyorum, saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Bu konferansın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese, Konferans Yürütme Kurulu ve İnternet Teknolojileri Derneği adına teşekkür etmek istiyorum. Başta ev sahibimiz, Bilgi Üniversitesine sayın rektörümüzün sahsında teşekkür ederiz. Sponsorlarımıza, Turkcell ve Zeitin, bize destek çıkan Bilişim STK'larına, bildiri veren, panele katılan, seminer veren, oturum yöneten aktif katılımcılara ve dinleyicilere, izleyicilere çok teşekkür ederim.
Bu konferans fikri 1995 baharında ortaya çıkan çalkantıyı azaltmak, paydaşları bir masa etrafında toplamak, ve ortak akıl oluşturmak amacıyla ortaya atılmıştı. İlk konferans, o gün İnternetle ilgili tüm kesimleri bir araya getirdi. Amacımız, Türkiye İnternetine ivme vermek, Bilgi ve deneyim paylaşımı sağlamak, sorunlara çozüm aramak ve Toplumun ve siyasetin dikkatini çekmekti. Bu gün bu konferansın, hala, internetle ilgilenenlerin buluşma noktası, sorunların tartışıldığı bir platform, ortak aklın arandığı bir ortam olmasını arzuluyoruz. Bu konferansın, internet konusunda, topluma entelektüel liderlik etmesi arzumuzdan ve çabamızdan vazgeçmedik. Bu konferans dizisi Türkiye'de bu yönde pek çok çabaya vesile oldu, katkı verdi. Akademik Bilişim Konferansları, Kamunet Konferansı, İnternet Kurulu ve İnternet Haftası bunların arasında. Bu konferanta Türkiye İnternetin tüm paydaşlarının, tüm tarafların katılmasını, sorunlara çözüm aramasını istiyoruz. Bu kapsamda, Mü-Yap, BTK ve Bakanlıklardan gelene arakadaşlara teşekkür ederiz. Aramızda görüş farkları, bizlerin hoş görü içinde diyalog içinde olmamızı engellemeli.
İnterneti Nasıl Algılamalı ?
Bu konferansı düzenleyenler olarak, interneti, insanlığın yeni toplum biçimi olduğunu düşündüğümüz, Bilgi Toplumunu oluşturan araç ve kavramların temsilcisi olarak görüyoruz. Sanayi devrimi insanın kol gücünü çokladı, onun etkin kullanımını mümkün kıldı. İnternetin temsil ettiği devrim ise, insanın beyin gücünü çokluyor, onun ürünlerinin paylaşılmasını, yeniden üretilmesini kolaylaştırıyor. Bilgi teknolojileri bilimle sarmal bir şekilde birbirini tetikleyerek gelişiyor. İnternet Bilgi Toplumun taşıyıcısı, ön modeli, katalizörü konumunda. Bireyi özgürleştiriyor, güçlendiriyor. Hiyarşik yapıları kırmaya başlıyor. Bu değişimler köklü değişimlerdir. Nasıl sanayi devrimi sancılı olduysa, Bilgi Toplumuna dönüşüm de uzun ve sancılı olacaktır.
Dünya Nerede, Türkiye Nereye Gidiyor ?
Internetin boyutları konusunda bir kaç rakam verirsek: 1.7 milyara yakın insan internet kullanıcısı. İnternete kayıtlı bilgisayar sayısı 680M. 234 M web var. 190M civarında alan adı var. Blog ve video sayısın yüz milyonlar ölçüsünde olduğunu biliyoruz. Google artık sayfa sayısı vermiyor, ama rakibi cuil.com 127 Milyar sayfayı indekslediğini söylüyor. Türkiye'ye gelince 30 milyon civarında kullanıcı olduğunu düşünüyoruz. İnternet kullanım istatistikleri ciddi bir sayısal bölünmeyi ifade ediyor. Kırsal kesimde kadınlar pratik olarak internet kullanmıyor, toplam kullanım da %8 seviyesinde. Yurttaşların %30 interneti hiç duymamış. Internete kayıtlı bilgisayar 3 milyon rapor edildi. .TR altinda 205 bin alan adı var. Yurt dışında da 823 bin civarında var. Yurt içinde ve dışında blog ya da web sayfası olanların milyonu aştığını tahmin ediyoruz. Facebook 300 milyonu, twitter 100 milyonu, linkedin 50 milyonu aştı. Kabaca değerlendirirsek; dünya ortalamasını yakaladık ama, Avrupa ortalamasını yakalayamadık. OECD raporlarında ya sonuncu yada sondan 2. konumundayız.
Uluslarası indekslere bakarsak, ortalarda bir yerlerde oyalanıyoruz. Son bir kac yılda düşme görüyoruz. Dünya Ekonomik Forumunda ise 127 ülke arasında 55. Birleşmiş Milletler e-governance raporunda 56'dan 76'ya düştük
İnternete eşit olmayan bir şekilde gelişiyor. Finans sektörü gelişkin. Yaraatıcı küçük firmalarımız, porfesyonlellerimiz var. Ödül kazanan bir çok e-devlet prohenşz var. Artık e-devlet kapımız, 3Gmiz var. Her okulda internetimiz var. Toplum pek farkında olmasa da 2006-2010 kapsayan Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı var. Büyük özel sektör interneti oldukca iyi kullanıyor. Üniversitelerimiz, internetle yaşamaya alıştı; süreç işliyor.
Türkiye Gemisi Rotasını Bilgi Toplumuna henüz dündüremedi!
Tüm bunlara rağmen, ülkemizde sistematik, kapsamlı bir Bilgi Topluma yöneliş olduğunu söylemek mümkün değil. Türkiye gemisinin rotasını bilgi toplumuna döndürecek boyutta yapılanma, program, ve çaba yok. En başta, siyasal sahiplenme ve örgütlenme olduğunu söylemek zor. Bilgi Toplumu çalışmalarını koordine edecek kapasitede bir yapılanma yok.Yapılanma olarak, DPT Bilgi Toplumu Dairesi, Başbakanlık e-devlet grubu, Türksat, ve BTK var. Bakanları içeren İcra Kurulu var. Icra kurulunda STKlar gözlemci olarak var ama; yönetişimin düzgün çalıştığını söyleyebilmek zor. Bunun bir Parlamento ayağı yok. Sivil toplumu, özel sektörü, üniversiteyi ve basını işin içine çekecek bir yağılanma yok.
Ülkemizdeki dağınıklığın ve karmaşanın en somut belirtisi youtube yasağında somutlaşmaktadır. Herkes karşı ama kimse sorunu çözemiyor.
2010 da bitecek olan Bilgi Toplumu Eylem Planı ciddi olarak başarısız olduğu için, Bilgi Toplumu ve E-devlet Ajansi taslağı ortaya çıktı. Yine yönetişim ayağı yok, ve vizyon e-devletle. Emek yoğun bir ekonomiyi ve kırsal ağırlıklı bir toplumu, bilgi yoğun bir ekonomi ve toplumsal yapıya dönüştürmeyi hedeflemiyor. Farklı disiplinlerden uzmanları barındıran, esnek, bağımsız, inisiyatif alabilen bir yapı gerekirdi. Türkiye'yi Bilgi Toplumuna taşıyacak kadroları yetiştirme planımız, ve var olan kadroları kamuda tutacak insan kaynakları politikalarımız sorunlu. Serbestleşme ağır aksak ilerliyor. Kablonun genişbant içinde payı henüz çok küçük. Serbestleşmede ana kriter, serbestleşme ile pazara giren operatörlerin pazar payıdır. Bu Almanya'da %40'larda. Bizde %5 civarında. Sabit hatlarda rekabet sorunlu.
Konferansta 9 seminer oturumu, 7 panel var. 11 Bildiri oturumunda 37 bildiri sunulacak. Konferansta ağırlıklı olarak Yeni Medya, Fikri Haklar, Yasaklar, Demokrasi ve Sosyal Ağlar işleniyor. Bu konferansa ağırlığını vuran konu ise Sosyal Ağlar olmuştur. Dünyada çok hızlı gelişen Sosyal Ağlar, Türkiyede de gelişmeye başlamıştır. Bunun bir yansımasını bu konferansta görüyoruz.
İnternet Yasakları şu anda Türkiye İnternetinin kanayan yarasıdır. Ülkemiz kendi başına, ulsulararası hukuku tesis etmeye çalışmaktadır. Yasakları Donkişot, Devekuşu ve Harakiri terimleriyle ifade ediyorum. Bu konuyu bir panelde enine boyuna tartışacağız. Ben somut bazı önerilerle bitireceğim. 1. Türkiyedeki IPlerden görüntülenemeyen nesneleri yok sayamalıyız. Bu yönetmelik veya yasa değişikliği gerektirir. Bunu yaparsak, youtube yasağı ortadan kalkar. 2. Nesne temelli filterelemeyi hayata geçirmeliyiz. Bunu yaparsak, cocuk pornosu gibi tamamaen zararlı webler dışındaki webler için yasağı fark etmeyiz bile. 3. az sayıda uzman mahkeme kurup bu tür konularda uzmanlaşmasını sağlamalıyız. 4. Ülkenin hassas olduğu konularda mücadeleyi sivil yapılarla öz ve ortak yönetimle çözmeye çalışmalıyız. Daha uzun vadede, zaralı içeriği bilinçli yurttaşa bırakmalı, ifade özgürlüğü ve hoş görü temelinde soruna yaklaşmalıyız.
Biz, İnterneti çok önemsiyoruz. Bu konferansları da genelde interneti, özelde Türkiye interneti tartışacak, toplumun gündemine koyacak, ve ülkemizin gelişmesine katkı verecek bir platform, ortak akıl için bir ortam olarak tutmaya çalısıyoruz, çalışacağız. İnternet konferansı içinde, internetin çeşitli konulara odaklanan mini konferanslar yapmak, ülkenin Bilgi Toplumu ve e-devlet çabalarının gözden geçirileceği, geri besleme yapılacağı bir dost ortamı yapmak istiyoruz.
Bunda bugüne kadar istediğimiz başarıyı elde edemedik ama bu davet bizim!
Katkı veren herkese tekrar teşekkür eder, başarılar dilerim